Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs etkisini göstermeye halen devam ediyor.

Son zamanlarda alınan sıkı önlemler zamanla azaltılmaya gidilmiş de olsa bu virüsün bittiği anlamına gelmiyor. Maalesef hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edemeyeceğiz. Ciddi anlamda hayatlarımızı, dünya ekonomisini, insanların ruh sağlığı etkileyen korona virüsün farkında olup bundan sonra da önlemlerimize devam ederek yaşam standartlarımızı bu duruma entegre etmeliyiz. Aksi durumda normalleşme süreci daha zor bir hal alacak.

Korona virüsün hayatımıza girmesi ile beraber hayatımızda ve doğada pek çok değişikliğin olduğunu fark ettik. Özellikle evlerimize çekildiğimiz son aylarda doğanın kendini topladığına, havanın oksijen oranının arttığına şahit olduk.

Sosyal medyada doğada uzun zamandır görmediğimiz kareler ortaya çıktı ve aslında insanların beşeri yapılar ve kimyasallarla doğaya verdiği zarardan dolayı kendi inlerine çekilen, özlem duyduğumuz canlıları görme şansı yakaladık. Sosyal medyada özellikle İstanbul’un sahillerinde yüzen yunuslara şahit olduk.

Dünya’nın pek çok yerinde ise evlerine çekilen insanlardan dolayı sessizleşen şehir merkezlerine hayvanlar inmeye başlayıp kendilerini gösterdiler.

Japonya’da metro istasyonun bulunduğu bölgede fotoğrafları çekilen geyikler.

Şili’nin başkenti Santioga’da şehire inen bir puma görüldü.

Sadece hayvanların ortaya çıkması değil aynı zamanda doğa da hiç olmadığı kadar güzelleşti. Deniz suları berraklaştı. İstanbul ve birçok şehirde hava kalitesi düzeldi. Böylelikle doğadan çekildiğimizde en kısa sürede doğanın kendini ne kadar güzel ve hızlı toparlayabileceğini görebildik.

Korona virüs pandemisi iş ve okul hayatlarımıza da yansıdı. Dünyadaki birçok şirket pandemiden  kaynaklı uzaktan çalışma yöntemine gitti. Okullarda eğitimler uzaktan yapılmaya, teknolojinin tüm faydalarından yararlanılmaya başlandı. Böylelikle teknolojinin hayatımızdaki önemini ve doğru kullandığımızda bizi ekonomik olarak çok büyük yüklerden kurtarabileceğinin farkına vardık. Evlerimizden çalışabilme lüksünü tatmış olduk. İnsanların fazla enerji tüketmeden dünyaya faydalı olabileceklerini görebildik.

Virüsün yarattığı kaygıyla tüm insanlık bilimden virüse çare bulunmasını bekledi. Herkesin gözleri dünyanın bilim insanlarının, tıp doktorlarının üzerinde ve onların bu duruma üreteceği çözümdeydi. Gelinen son durumda virüse halen radikal bir çözüm bulunamasa da birçok farklı tedavi süreçleri keşfedildi. Bu sayede bilimin hayatımızdaki en önemli şey olduğunu ve bilime yapılacak yatırımların daha fazla arttırılması gerektiğini fark ettik. Hayatımızda pek çok şey değişecek ya da normalleşmeye başladığımızda doğaya verdiğimiz zararların farkındalığına varmayıp kaldığımız yerden devam edeceğiz ama bilim her zaman değişmeye ve gelişmeye devam edecektir.